Bahşili İlçe Müftüsü Altacı cuma vaazında cenaze evinde yemek verilmez.

09 Aralık 2018, 02:03 PINAR YILMAZ

Bahşili İlçe Müftüsü Ahmet Altacı bugünkü cuma vaazında cenaze evine külfet yoktur

Bahşili İlçe Müftüsü Ahmet Altacı bugünkü cuma vaazında cenaze evine külfet yoktur Bahşılı Müftüsü Toplumun Suistimal Ettiği Bir Geleneğin Caiz Olmadığını Cuma Vaazında açıkça Söyledi. Cenaze evlerinde hane sahiplerinin verdiği pide ve yemekler caiz değildir. El neder, Komşular ne der diyorsunuz birde Allah ne der onu sormuyorsunuz. Taziye üç günden fazla uzatılmaması ve de yemekler tatlılar verilmemelidir.diyerek devam etti, Bu tür defin ve çadır işleri uzaktan gelenlere yemek ikramı yapacaksa dernekler üstlenir komşular verebilir. Bu gelenek verileceğine bir yetim yedirilmeli, giydirilmesi lazım, kömürü ol mayan, ihtiyacı olanlara yardım elini uzatmak getekir. VARMI BUNU YAPABİLECEK BABAYİĞİT. Varmı bunu yapacak babayitler diyerek çok yerinde bir açıklama yaparak halkın beğenisini kazanmıştır. BAKALIM KAÇ KİŞİ ARAŞTIRIP BUNA HAK VERİP UYGULAMAYA BAŞLAYACAKLAR...? "Cenaze evine külfet yoktur" Bahşili İlçe Müftüsü Ahmet Altacı bugünkü cuma vaazında cenaze evine külfet yoktur dedi ve şöyle devam etti " Bilindiği gibi sevinçler paylaşıldıkça çoğalır üzüntüler paylaşıldıkca azalır. Acıyı paylaşarak azaltmak, ibret ve ders almak için taziyeye gidilir. Hepimizin başına gelmiştir. Bir yakınımız vefat ettiğinde geride kalan yakınları olarak gönüllerimize tarifi zor, derin bir hüzün kaplar. Göz yaşarır, dil tutulur, boğaz düğümlenir ve yemek yemek şöyle dursun su bile içmek istemeyiz. Vefat sonrası bir takım görevlerimiz vardır. Bunlar hastane işleri, cenazenin yıkanması, mezar yeri ve kazılması gibi son görevler. Bu kadar telaşın yanında birde taziyeye gelenler için mezarlıkta, taziye evinde veya taziye çadırında defin sonrası ikram olmazsa dinimize ve insanlığımıza yakışmayan bir yaklaşım belirir. " Bak bak, cenazenin arkasından bir yemek bile vermediler" şeklinde konuşmalar. Mahalle baskısı. Peki yapılması gereken nedir?

Cenaze sahiplerinin yükünü almaktır. Bu zor günlerinde resmi ve dini görevleri yerine getirmede yardımcı olmaktır. Peygamberimiz, Cafer b.Ebi Talib'in Mute Savaşında şehit olduğu haberi Medine'ye ulaşınca,"Cafer'in ailesi için yemek hazırlayın. Çünkü onların başına onları meşgul eden bir iş gelmiştir" buyurur. Cenaze sahiplerinin taziyeye gelenler için yemek hazırlaması mekruhtur yani hoş görülmemiştir. Cenaze sahiplerinin ve uzaktan cenazeye gelenlerin aç kalmaması için yakın komşuların yemek hazırlayıp cenaze evine götürmeleri, peygamberi bir tavsiyedir. Ve devamında acıyı paylaşarak azaltmak, ibret ve ders almak için taziyeye gidilir. Orada kısa kalınır. Boş ve cenaze evine yakışmayan konular konuşulmaz. İyi insan olmanın, gök kubbede hoş bir sada bırakabilmenin önemi vurgulanır. Dünyanın geçiciliği daha bir derinden hissedilir. Sonuç olarak bizim Peygamberimizin sünnetinde ve uygulamasında bir evde cenaze çıktığında, bu evin hanesine,cenaze sahiplerine yardım etmek, onlara destek olmak anlayışı vardır. Onların evinde, hatta yemek yapmaya elverişli olmadığından dolayı kendilerine yemek yardımı vardır. Cenaze sahiplerinin taziye günlerinde yemek vermeleri, böyle bir külfete girmelerinin dini hiçbir değeri yoktur. Bu bir eziyettir" dedi.