USULCA VE ULUSÇA


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 07 Ekim 2011
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 02:26
Site: Haberci71.com - Kırıkkale Haberleri
URL: http://www.haberci71.com/yazar.asp?yaziID=6507


USULCA VE ULUSÇA

            Düşünüyorum da acaba elimize davul zurna alıp adeta azılı terör örgütünün seçtiği birkaç zayıf ve hasta temsilciyi Habur kapıdan geçtiklerinde karşıladığı gibi mi karşılasak.

            Yoksa canilerin günahsız imamları vurduğunda camilerden yükselen ilahiler ve mevlitler mi söyleyerek karşılasak.

            Kırmızı halılar serip yıllar önce yemin töreninde Kürt’çe ekleme yaptığı ses bandını ve Meclisten çıkarılırken çekilen resimlerinden oluşan bir albümü Leyla’ya sunarak mı hoş geldiniz desek.

            Yoksa tam yüz gündür seçildikleri halde bazı baskılara maruz kaldıklarından gelemedikleri mecliste terörden iptal edilen resepsiyon vererek mi iyi ki geldiniz “hevaller” mi desek.

            Kimsenin gözünün yolda kaldığını sanmıyorum ama Türkiye Büyük Millet Meclisine BDP’li milletvekilleri katılış yaptı. Yemin ederek, kutsal değerleri üzerine söz vererek bu ülkenin birlik ve beraberliği için çalışacaklarına ant içerek kutsal görevlerine başladılar.

            Kızalım veya kızmayalım, davranışlarından sinir olalım, söylemlerinden gıcık olalım, Ankara dışında Diyarbakır’a alternatif bir meclis kurduklarında içimizde fırtınalar kopsa da halkın oyu ile seçilmiş bölgede ki insanların teveccühünü kazanmış insanlar meclise girdiler.

            Aslında bu insanların söylem ve eylemlerine en çok kızanlardan biriyim. Ancak bu insanların meclise gelmesinden ve demokratik siyaset yapmalarından da yanadır tavrım.

            Bölücü terör örgütüne alet olup, onların dili ile ikrar yapmadıkları sürece gelip “erkekçe” veya “kadınca” siyaset yapıp, dertlerini, sorunlarını meclisin yüce çatısı altında dile getirmeleri tarafıyım.

            İş ne zaman ki bölücü örgütün çığırtkanlığını yapmaya gelirse o zaman da hadi siz biraz kumda oynayın deyip, parkın dışına atılmaları ve yaptıklarının yanlış olduğunu söylemek tarafıyım.

            Kürt sorunu diye adlandırdığımız pek çok sıkıntının aslında ülkemin birçok yerinde yaşandığını defaten dile getirdim. Benim köyüm Başkentin burnunun dibinde ama hala banyoda şofben kullanılmıyor, hala çamaşır makinesi ile çamaşırlar yıkanamıyor. Çünkü köyümde su şebekesi yok. Gidin dışlandığı iddia edilen bölgeye bakın dağın başında ki köyde hatta mezrada şebeke suyu var mı yok mu? Biliyorum çok ücra köşelerde bile var.

            Bu örneklerden bin tane daha veririm. Yani kimin isyan edip alamadığı hizmetler için isyan etmesi, kimin sesini çıkarmadan itaatin en’ini yaşaması gerektiği hakkından binlerce örnek.

            Terör örgütü bölgede ki tüm Kürtlerin elbette temsilcisi değildir. Onlara inanların misli ile fazlası davetine sevgisi olan insanlarla doludur. Devlet ve bayrak uğruna canını feda edecek insanların mecliste olarak siyaset yapıp hem seçim bölgelerine hem genel anlamda Türkiye’ye faydası olması elbette çok güzeldir. Olması gerekendir.

            Burada ince konu yukarıda belirttiğim gibi terör örgütünün maşası ve sözcüsü olmamasıdır. Kendi siyasetini üreterek temsil etmek üzere kendilerini seçenlere hizmet etmeleridir.

            Ulusça usul usul terör örgütünün meclise girmesini değil, demokratik haklar ve özgürlükçü şekilde herkesin meclise temsili yanlısıyız. Kimse verilen yüzden astar istemesin.

            Selam ve dua ile…