Yormayın Valimi

20 Mayıs 2020, 00:29

Yormayın Valimi Vali derken… A uzatılır… Vaali denir… Söyleyiş önemlidir… Nasıl Valilik makamı çok önemliyse… Sayın Vali”ye… Hitap şekli de çok önemlidir… Vali, Vali denmez… Sayın Vali… Devleti temsil eder… Yani “Devlet”tir… Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre… Türk Bayrağını Makam Aracında takma yetkisine sahip… İki Makamdan biridir… Birinci Makam… Sayın Cumhurbaşkanı… İkinci Makam… İl Valisi… Gerisi…? Gerisi ilerisi yok… O kadar… Sayın Vali çok önemli bir “Adam”dır… Bir İlin her şeyi ondan sorulur… O her şeyi bilir… Veya… Bilmek zorundadır… Sorulara muhatap olacak olan O’dur… Soruları cevaplaması gereken de O’dur… Sayın Vali dediğin “Adam”… Hele hele… Bir Sayın Vali… Ziyaret edildiğinde… Kendisini ziyaret eden Üst Makamlara… Bizzat kendisi brifing verir… Bir Sayın Vali’nin yetersizliğini göstermesi açısından… Son derece dikkate şayan bir hadisedir… Zaten… Kendisine güvenen bir Sayın Vali de… Bu tür bir davranışta asla bulunmaz… Bulunmaması gerekir… Bir İlin Sayın Vali’si… Atak olur… Cesur olur… Önder olur… Yol gösteren… Cevval olur… “Pinti” olmaz… Korkak olmaz… Verdiği kararlarda… İlin selameti ve geleceği açısından… Eli titremez… Varlığını ortaya koyarak… Derde derman olur… Sayın Vali dediğin “Adam”… Projeci olur… Proje üretir… Problem çözücüdür… Yaptırdığı projelerle… Şehrin önünü açar… Projelerin hayata geçmesini sağlamak için… “Ankara” ile sıkı bağları olur… Şehrin tüm problemlerini… Siyasetçi ve halkın temsilcileriyle… Ortaklaşa halletme yolu arar ve bulur… Kokmayan… Bulaşmayan “Sayın Vali” profili… Çok yıllar öncesinde kaldığı için… Sayın Vali attığı imzalarının… Gelecekte “Anılan”ı olur… Sayın Vali çok önemli bir “Adam”dır… Adam gibi “Adam” olur… Adamlığı da… Kendisini… Bulunduğu İlin “Adam”ı görmekle olur… “Buralıyım” demekle olur… Bir İlin Sayın Valisi… Halkının içinde olur… Güvenlik zafiyeti olan İller hariç kalmak kaydıyla… Caddeler de eskortlarla meskortlarla… Sağında solunda korumalarla gezmez… Gezse de fark ettirmez… Toplumla iç içe olur… İnsanları kucaklar… Sevgi yumağı oluşturur… Sırça köşklerde oturup.. Evden işe… İşten eve… Devlet memuru kafası günleri çoktan geçti… Sayın Vali dediğin “Adam”… Sokak da olur… Caddede olur… Havayı koklar… Caddede dert dinler… Hülasası… O İlin Halkı ve Eşrafı ile… Samimi olur… Hemhal olur… Sayın Vali dediğimiz “Adam” Havanın kirliliği ile ilgilenir… Suyun kirliliği ile ilgilenir… Gürültü kirliliği ile ilgilenir… “Sel”le… “Heyelan”la… “Çöp”le… “Çöplük”le… Yolla… Yordamla… Gelenekle… Görenekle… Teamülle… Tarihle… Coğrafyayla… Fizikle… Müzikle… İlgilenir… İlgileniyormuş gibi yapmaz… Tavrını net olarak ortaya koyar… Kafaları karıştırmaz… Karışmış kafalara… Derman olur… Sayın Vali dediğimiz “Adam” Cami’ye de bakar… Meyhaneye de… Kuran kursuna da bakar… Okula da… Hocaya da bakar… Hacıya da.. Öğretmene de bakar… Öğretmenlerin başındaki… “Ucube”ye de bakar… Bakar… Görür… Ferman olur… Ortada bir problem varsa eğer… Kedi pisliğini örter gibi… Problemleri örtmez… Problemleri aşmak için… Ortadan kaldırmak için… Gecesini gündüzüne katar… Ankara’nın kapılarında yatar… Problemleri de… Hallaç pamuğu gibi atar… Şehrin üzerine… Yorgan olur… Benim gözümde… Bir Sayın Vali… Çok Büyük adamdır… Tüm İlin… Orkestra Şefidir… Uyumu sağlar… Eş güdümü sağlar… Diyalogu sağlar… Astları ile… Kaynaşıp… Güven duygusunu… Birlik ve beraberliği… Ahengi sağlar… Gerektiğinde… Hakem olur… Akıl öğretmek haddimiz değil tabi ki… Bu güne kadar… Çok Sayın Vali gördük… Kırıkkale Valisi Korana günlerinde bile halkla iç içe gece gündüz demeden korkusuzca Hiç kimseden… Sözümüzü sakınmadık… Doğru bildiğimizi söyledik… Artıları yazdık… Eksilerin de üzerine gittik… Ömrü hayatımız boyunca… Kalemimiz de… Dilimiz de… Kılıç gibi keskin oldu… Bunca vali geldi geçti bu yerlerden… Sayın VALİ Yunus Sezer Nasıl Valilik makamı çok önemliyse… “Sayın Vali”ye… Hitap şekli de çok önemlidir… Bunca vali geldi geçti bu yerlerden… Hepsi Dostdu… Kardaşdı… Arkadaştı… Güleryüzlü… Adam sözlü… Pratik beyinli… Problemleri teker teker göğüsleyen Sayın Yunus Sezer'e Kırıkkale 'de “BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE HAN” sın dedik… “YÜREĞİMİZİ YAKANSIN” dedik… Çok sevdik… Çok da sevildik… Hiçbir Valimizin Dergâhına… Eğri odun getirmedik… Hep doğruları yazdık… Hep doğruları söyledik… Bazen de… Acımasızca eleştirdik… Şimdi… Bir Yeni Valimiz var… Sayın Vali Yunus Sezer… Takip ediyoruz… Ve… Onun hakkında da… Yazacağız… Çizeceğiz… Kırıkkale İyi bir şehirdir… Asayiş problemi olmayan bir şehirdir Kırıkkale Olsa da… Hep bize güven veren… İl Emniyet Müdürlerimiz ve… Onların emrindeki… İnançlı Ekipler Görev yapmıştır Kırıkkale de… Şimdi yine şanslıyız… Harika bir Valimiz var… İnsanlarla hemen ilişki kurabilen… Güler yüzlü… Candan… Samimi bir yiğit… Bir iki yerde karşılaştık ama… Detaylı sohbet yapamadık… Umut ediyorum… İnşallah… Tez zamanda… Görüşme fırsatını da yakalayacağız… Kırıkkale iyi bir şehir de… Problemleri çok… Oturmaya gelmez… Yan gelip yatmaya gelmez… Problemleri… Halının altına… Saklamaya hiç gelmez… İnşallah… Sayın Vali Yunus Sezer… Umut ettiğimizden daha çok proje üretirde Kırıkkale Karalar bağlamaz… İnsan yorulur bazen… Yorarlar çünkü! Aslında ne hayat ne de başka bir şey; insanı insanlar yorar... Çünkü hayat topraktır, kuyuyu insanlar kazar! Göründüğü gibi olmayanlardan, olduğu gibi görünmeyenlerden... Yolun yarısına varmadan maskeleri düşen riyakârlarla yürümekten... Hak ettiğimizi düşlemekten, hak etmediğimizi görmekten yorulur insan... Seviyormuş gibi yapanlardan, iyi biriymiş gibi davrananlardan... Tutacakmış gibi söz, gitmeyecekmiş gibi ümit verenlerden... Gidenlerin ardından keder rengi gözlerle yarım kalmaktan... Her seferinde "tamam geçecek" diye kendini avutmaktan... En çok da ‘kıyamadıklarımızın’ bize kıymasından yorulur insan... Yüzüne kapanan kapılardan, yüreğinin perdelerini örterken ellerine bulaşan yalnızlıktan; Çaya şeker yerine hayallerini atıp her yudumladığında hüzün tadı almaktan... Canımızı yakan sesimizi kısan anılardan... Ayazda umutlarımı yolcu edip, bir de kendine bilet almaktan yorulur... Kendi girdabında kaybolan canlara buğulu camlar ardından bakmaktan, “Acaba” ihtimalinin heyecanıyla “Yine mi?!” hissi arasındaki sarkaçtan... Özen gösterdikçe hırpalanmaktan, dilini ‘keşke’lerin sarmasından yorulur... Herkese yetişip kendini ertelemekten, güçlü görünmekten; kendi düğüm düğümken başkalarını çözmekten... Takati yokken bile insanların gelip senden dinlenmelerinden, sen ihtiyaç duyduğunda dizilen bahanelerden yorulur... Kavgadan, ihanetten, suyun akışına karşı yüzmekten... Filler tepişirken ezilen çimenleri seyretmekten... İnsanların bitmeyen hırsından, nefislerin hırçınlığından... Zalimlerin azgınlığından, bitmeyen savaşlardan, yorulur… O yüzden diyorum ki yormayın Valimi. Saygılarımla…ESKİ GAZETECİLERDEN ŞİMDİLERDE KALEMİNİ KONMUŞTURAN SÜLEYMAN KARDEŞİM,TEŞEKKÜR EDERİZ.

Bu haber 1088 defa okunmuştur.