ŞEYTANIN VAADLERİ BOŞTUR

27 Ocak 2011, 01:08

ŞEYTANIN VAADLERİ BOŞTUR

İnsanın sürekli olarak yanında olan, onu gözetleyen ve her fırsatını bulduğunda kötülük yaptırmaya teşvik eden bir düşmanı vardır: Şeytan… Şeytan insanın en azılı düşmanıdır. İslam ahlakını yaşama fıtratı üzerine yaratılmış olan insanı şaşırtıp- saptırmak için Allah’a yemin etmiştir. Şeytanın amacı, götürebildiği kadar kişiyi kendisi ile birlikte cehennemin en alt tabakasına sürüklemektir.

Şeytan çok çalışkandır, asla boş durmaz. Sürekli olarak insanları kendi yolundan çevirmeye çalışır. Kötüyü iyi, iyiyi de kötü göstererek insanlara boş vaadlerde bulunur. İnsanın zayıf olduğu her konuyu bilir, çok zeki bir varlıktır. İnsanın zayıf olduğu bir anını görünce hemen faaliyetine başlar, kalplere sinsice yerleşmeye çalışır. Allah bir ayetinde müminleri şeytana karşı şöyle uyarmıştır: “Şeytan sakın sizi (Allah'ın yolundan) alıkoymasın. Gerçekten o, sizin için açıkça bir düşmandır.” (Zuhruf Suresi, 62)

İnsan her saniye kendisi ile muhasebe halindedir. Seçebileceği iki yolu vardır. Bunlardan biri O’nu yaratan Rabbi’nin yolu diğeri de kendisi için sürekli olarak kötülük isteyen ve ahirette de bunu inkar edecek olan şeytanın yoludur. İnsan vicdanı ve nefsi ile birlikte yaratılmıştır. Vicdanı onu doğru olana sevk eder.

Biz ona 'iki yol-iki amaç' gösterdik. (Beled Suresi, 10)

Nefis ise şeytanın emri altındadır. Şeytan, insana hiç ummadığı bir anda sinsice sağından solundan veya arkasından vesvese verebilir. İnsan yalnızca şeytandan Rabbine sığınarak ve onun vesveselerine karşı çok dikkatli olarak kurtuluşa erebilir.

"Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Araf Suresi, 17)

Allah Kendisine sığınan samimi kullarını şeytanın vesveselerine karşı korur. Şeytan istediği kadar vesvese versin, Allah’ın samimi kulları üzerinde hiçbir zorlayıcı gücü yoktur. Nefsimizi, onu dinlemeyerek ve dediklerini yapmayarak eğitebiliriz. Nefsimizi eğitir, şeytanın vesveselerine kulak asmazsak her şeyi Allah’ın bir nimeti ve lütfu olarak görürüz. Herşeyin Allah’ın kontrolünde olduğunu bilerek ve şeytanın boş vaatlerine kapılmayarak Rabbimiz’in hoşnut olduğu bir kul olabiliriz.

"Benim kullarım; senin onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün (hakimiyetin) yoktur." Vekil olarak Rabbin yeter.’’ (İsra Suresi, 65)

Şeytanı Allah yaratmıştır ve her yaratılmış gibi Allah’ın kontrolünde hareket eder. Zaten kendisi de Allah’ı inkar etmez. Bu sebeple Şeytanın da yaratıcısı Allah’tan başka kimseden korkmamalı ve hoşnutluğunu arayamaya çalışmalıyız. Şeytanın vesveselerini dinleyip, yerine getirirsek onu hoşnut etmeye çalışmış oluruz. Bu da bizi sonuz cehennemin dibine şeytanla birlikte sürükler.

İnsan aciz bir varlıktır ve yaptığı her işi bir itaat üzerine yapar. Bu ya şeytana olan itaattir, ya şeytanın desteklediği nefse yapılan itaattir ya da Yüce Allah’a saygı ile duyulan itaattir. Şeytan gibi Allah’ın buyruğundan çıkmış ve sonsuz cehennem azabı ile müjdelenmiş olan şeytan gibi bir sonumuzun olmasını istemiyorsak itaat etmemiz gereken yalnızca ve yalnızca Yüce Allah olmalıdır.

İnsan aciz olarak yaratılmıştır ve kolaylıkla yanlış yapabilir. Hataları insanı karamsarlığa ve kendini kötü hissettirmeye neden olmamalıdır. İmanda derinleşmek yapılan hatalardan ders çıkararak oluşur. Çünkü hatayı yaptıran da yine Allah’tır ve insanın bir öğüt almasını istediği için o hatayı yaptırmıştır. Şeytan insanı yalnızca yanlış olana çağırır. Zorlayıcı hiçbir gücü yoktur. Her an Allah’ı zikrettiğimizde şeytan da görevini yapamayacaktır. Allah’a bağlı bir yaşam sürebilmek için çok dua edelim…