TERÖRÜN ÇÖZÜMÜ KURAN AHLAKININ YAŞANMASI

17 Mart 2011, 09:13

TERÖRÜN ÇÖZÜMÜ KURAN AHLAKININ YAŞANMASI

Yaşadığımız yüzyıl terör eylemlerinin hat safhaya ulaştığı, kan, gözyaşı, zulmün dayanılmaz boyutlara geldiği dönemdir. Peygamber Efendimiz (sav) yaşanacak bu dönemin ahir zaman olduğuna ve yaşanacak fitnelerin çokluğuna hadislerinde şöyle dikkat çeker:

“Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların art arda kopması gibi.’’
(Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)

“Çok acıklı durumlar ve elim manzaralar görülür. Fitneler arka arkaya devam eder...’’
(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 36)

“Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder…’’
(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 26)

Terör saldırıları insanların genelinin bildiğinin aksine eğitimsizlik, bazı ülkelerin toplumların üzerindeki baskıcı rejiminden dolayı değildir. Elbette bunlar teröre neden olan durumlardan bazılarıdır. Ancak terörün asıl kaynağı Komünist, Faşist, Darwinist dünya görüşüdür. Bu felsefelerde Allah inancı ve ona bağlı olarak sevgi, saygı, adalet, hoşgörü, kardeşlik, merhamet gibi erdemler yoktur. Bu felsefeler hayatın boş ve amaçsız olduğu, herşeyin tesadüfen oluştuğu, dolayısıyla bir yaratıcıya ihtiyaç olmadığı görüşünü savunur. Darwin’in Evrim Teorisine bağlı olarak da insanların hayvanlar gibi savaşarak gelişimini tamamlayacağına inanılır. Bu yönde kullandıkları insanları da bu felsefelerle beyinlerini yıkar, onları vicdansız birer robota çevirirler. Kalbinden Allah korkusu ve sevgisi çıkmış olan bir insan gözünü kırpmadan cinayet işleyebilir, milyonlarca insanı tek bir emriyle katledebilir ve bundan dolayı da hiçbir rahatsızlık duymaz.

Darwin’e olan hayranlığıyla bilinen, Rusya’da 1924’den sonra 30 yıl boyunca iktidarmış kalmış olan Stalin, uyguladığı vicdansız rejimlerle 20 milyon insanı katletmiştir. Ve hiç kimse sapkın, Allah korkusundan uzak bir insan olan Stalin’e dur diyememiştir.

Hala günümüzde buna benzer terör eylemleri devam etmektedir. Alınan önlemler, gündeme getirilen çözümler sonuç getirmemektedir. Bunun nedeni ise, çözümün yanlış yerde aranmasıdır. Çözüm, iyiliği ve kötülüğü yaratan, zulüm karşısında da ne yapmamız gerektiğini bize kitabında bildiren Yüce Allah’a uymaktır. Belki “Bu insanlar zalim, güzel ahlak mı dinler?’’ şeklinde düşünüyor olabilirsiniz. Oysa Rabbimiz her dönem batılı yer yüzünde hakim kılmış, daha sonra hakkı hakim kılmak için az bir Müslüman topluluğu çok olan inkarcı topluluğun üstüne geçirmiştir. Yani çözümü yaratacak olan da Allah’tır. Biz düşen tüm tedbirleri alıp, Rabbimiz’e teslim olmaktır. Ancak bu tedbirler yine Rabbimiz’in istediği şekilde olmalıdır. Allah bir ayetinde batılın üstesinden nasıl gelebileceğimizin sırrını vermiştir.

“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.’’ (Enfal Suresi, 73)

Günümüzde yeryüzündeki fitnenin en büyük nedeni İslam ahlakının yaşanmaması, yaşanması için Müslüman toplumların birlik olup gayret sarfetmemesidir. Batıl güçlerin amacı zaten Müslümanların arasını ayırmak ve bizi birbirimize düşürmektir. Çünkü biliyorlar ki, Müslümanlar bu şekilde güçten düşecek, birbirleriyle uğraşmaktan zulüm gören insanların kurtuluşu için mücadele etmeyeceklerdir. Yeryüzünde adaletin, hoşgörünün, sevginin, barışın, kardeşliğin hakim olması için Müslüman toplumların biraraya gelmeleri şart ve Rabbimiz’in emridir. Ancak bu şekilde terörün, anarşinin, fitnenin, zulmün önüne geçebiliriz. Böyle bir birlikteliğin vesile olmasıyla hem Müslüman alemi hem de diğer dinlerden olan ve hatta ataist olan insanların bile kurtuluşu gerçekleşecektir.

“size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: ‘Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla’ diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?’’ (Nisa Suresi, 75)