Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

NEFSİN MAZERETLERİ

Nilgün Güney

28 Eylül 2012, 23:47

Nilgün Güney

NEFSİN MAZERETLERİ

Rabbini gereği gibi tanımayan bazı insanlar sabretmenin, nefislerinin hoşlarına gitmeyen bir durumla karşılaştıklarında güzel ahlak göstermede kararlı olmanın bilincinde değildirler. Örneğin; karşılarındaki insana kızgınlık duyduklarında öfkelerini yenmeye, haksızlığa uğradıkları bir durumla karşılaştıklarında alttan almaya, affedici olamaya çalışmaz, hemen küskünleşme, durgunlaşma, surat asma, bağırma gibi basit hareketlere yeltenirler. Bu davranışların kendilerine ve çevrelerine olan zararını düşünmez, o an içlerinden ne geliyorsa hesap etmeden uygularlar.

Müslüman bu tür hatalara düşmemelidir. İçinden ne geliyorsa değil, Rabbi neyi emrediyorsa o şekilde davranmalıdır. Çünkü insanın içinden gelen olumsuz hareketler şeytani, onu bastırıp güzel davranışlar göstermek ise vicdanidir. Müslüman, nefsini kontrolü altına almış insandır. Müslüman kızgınlık, kıskançlık, bencillik gibi hislerle muhattap olduğunda hemen Allah’a sığınır, bunlardan vazgeçer ve Kuran ahlakına uygun tavır sergilemeye gayret eder. Ancak bu şekilde davranıldığında nefsin bencil tutkularından arınılabilinir. Aksi takdirde kişinin çirkin ahlak sergilemesine engel olacak hiçbir manevi güç yoktur. Hz. Yusuf’un nefis hakkındaki duası ve Allah’a sığınışı Kuran’da şöyle geçer:

"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbim'in kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir." (Yusuf Suresi, 53)

Nefis Rabbimiz’den bir imtihan olarak yaratılmıştır. Kim nefsini yener ve güzel ahlakta kararlı olursa, Allah’ın izniyle hem dünyada, hem de ahiret hayatında güzel bir hayatla yaşatılacaktır.

“… Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.’’ (Haşr Suresi, 9)

Bazı insanlar da kıskançlığın, bencilliğin, rekabetin, üzüntünün insanlık için olduğuna ve bunlara karşı koymanın bir manası olmadığına inanırlar. “İçimden ağlamak geliyor ne yapayım?’’, “Kıskanç olmayan insan olur mu? Kıskançlık, rekabeti ve yarışı doğurur. Bu yüzden her insan biraz kıskanç olmalıdır’’, “Bu dünyada biraz bencil olacaksın’’ gibi düşünceler nefsinin esiri olmuş kişilerin alışkanlık haline getirdiği tavırlardır. Bu tür düşünceler toplumda yaygın olduğu için çoğu insan için hayatının bir parçası olmuştur.

İnsan bu duygulara hemen teslim olmamalı, çıkış yolu için Kuran’a başvurmalıdır. Kıskanmamak, yumuşak başlı olmak, affedici olmak, sürekli neşeli olmak Allah’ın izniyle ulaşılmaz değildir. Sadece insanın doğru tavrı göstermesi için doğru kaynağa yönelmesi gerekmektedir. Aksi bir davranış, hemen acizlik gösterip güzel ahlakta sabırlı olmamak samimice olmayacaktır. Çünkü Rabbimiz bizlere Kuran’la çıkış yollarını göstermiştir.

İnsan kendini nefsinin bu isteklerine teslim etmeye devam ederse çok büyük mutsuzluklar ve yıkımlar yaşar. Çünkü bu ahlak özellikleri insanı yıpratan, maddi ve manevi zayıflamasına neden olan sebeplerdir. Günümüzde insanların büyük bir bölümünün hayatında bir kez olsun psikolojik tedavi görmesinin, kendilerine zarar vermelerinin, intihara teşebbüs etmelerinin nedeni de budur. Rabbimiz insanın nefsinde hem kötülüğü hem de ona karşı koyma gücünü yarattığını ve ona uyanla, uymayanların durumlarının nasıl olduğunu şöyle haber vermiştir:

“Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene', Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır.’’ (Şems Suresi, 7-10)

 

 

Bu haber 3168 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi