KİTAP EHLİNE KARŞI GÖSTERİLECEK TAVIR

18 Ocak 2013, 12:46

KİTAP EHLİNE KARŞI GÖSTERİLECEK TAVIR

Peygamberimiz (sav) Allah’a olan sevgisinden ötürü müminlere sevgi ve şefkat duyduğu gibi, kitap ehlinden masum olanlara karşı da adaletle davranmış, gerekli zamanlarda onları korumuştur. Bugün sizlere hadislerle bu konu hakkında bilgi vermeye çalışacağım.

Resulullah (sav)’in şefkat gösterdiği bir gurup insan da Necran Hıristiyanları olarak bilinen, Hz. Muhammed (sav)’in İslam’a davet için mektup gönderdiği Mezhic kabilesinin bir kolu olan Benî Hâris b. Ka’b (Belhâris) kabilesinin yaşadığı Necran bölgesinde kalabalık bir Hıristiyan topluluktur. Necranlı Hıristiyanlar, bu mektup üzerine on dördü ileri gelenlerinden ve idarecilerinden olmak üzere altmış kişilik bir heyeti Medine'ye gönderdiler. Bu heyet Medine’ye ikindi vakti gelmişti. Resulullah (sav) ve sahabe o sırada ikindi namazını kılmaktaydı. Misafir olarak gelen Hıristiyanlar da ibadetlerini yapmak için doğuya yönelmişlerdi. Bunu gören bazı sahibiler engel olmak istemişlerdi. Ancak Hz. Muhammed (sav) sahibileri uyararak Hıristiyanlara izin vermiştir. (Taberî, İbn Kesir, Razî, Kurtubî; Al-i İmran, 3/1-61; Tefsirlerin bir kısmı, bu konuyu surenin başında, bir kısmı mubahele ayeti olarak bilinen 61. ayette söz konusu etmiştir).(Hamidullah, İslâm Peygamberi, çev: Salih Tuğ, Ankara 2003, I, 920; Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 278.)

Yine Hz. Muhammed (sav), Necran Hıristiyanları için abasını yere sermiş ve oturmalarını istemiştir. Peygamber (sav)’in kitap ehline ikramlarda bulunduğu da bazı rivayetlerce haber verilmiştir.

Resulullah (sav), bir hadisinde müminlerin kitap ehlini korumaları gerektiğini şöyle haber vermiştir:

"ŞARKTA VE GARPTA YAŞAYAN TÜM HIRİSTİYANLARIN DİNLERİ, KİLİSELERİ, CANLARI, IRZLARI VE MALLARI ALLAH'IN, PEYGAMBER'İN VE TÜM MÜMİNLERİN HİMAYESİNDEDİR. Hıristiyanlık dini üzere yaşayanlardan hiç kimse istemeden İslam'ı kabule zorlanmayacaktır.Hıristiyanlardan birisi herhangi bir cinayete veya haksızlığa maruz kalırsa Müslümanlar ona yardım etmek zorundadırlar" (İbn Hişam, Ebu Muhammed Abdulmelik, Es-Siretü'n-Nebeviyye, Daru't-Türasi'l-Arabiyle, Beyrut, 1396/1971, II/141-150)

Hz. Muhammed (sav) döneminde onu ziyarete gelen kitap ehlinden olan bir takım gruplar bazen günlerce Medine’de kalabiliyorlardı. Bu yüzden Peygamberimiz (sav) bazı sahibilerin evlerini misafirlere hazırlatırdı. Aslında Resulullah (sav)’i ziyarete gelen bu guruplar İslam’a tabi olmak için gelirlerdi. (Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 356.)

Hz. Muhammed (sav)’in sahibilere hicret konusunda önerdiği ülkelerin başında Hıristiyan bir ülke Habeşistan gelmekteydi. Mekke’de zulüm gören müminlerin durumuna karşılık Peygamberimiz (sav), onların Habeşistan’a gitmelerini istemiş ve şunları söylemiştir:

"İsterseniz ve elinizden gelirse, Habeşistan'a iltica ediniz. ZİRA ORADA HÜKÜM SÜREN KRALIN TOPRAKLARINDA KİMSEYE ZULÜM EDİLMEZ. ORASI DOĞRU VE EMİN BİR YERDİR, ALLAH ÂSÂN EDİNCEYE (kolaylık verinceye) KADAR ORADA KALIN." (Hamîdullah, el-Vesâikü's- Siyâsiye, (trcm.Vecdi Akyüz), Kitabevi, İstanbul 1997,, s.115; Hamîdullah, İslâm Peygamberi, I,297.)

Resulullah (sav)’in üstün ahlakının bir göstergesi olan adalet, merhamet ve koruyuculuk ile ilgili sergilediği tavırlar daha burada sayamayacağım kadar çok sayıdadır. Peygamberimiz (sav) her konuda olduğu gibi bu konuda da bizlere çok güzel bir örnektir. İnsan hangi milletten, hangi ırktan yada hangi kültürden olursa olsun İslam fıtratı üzerine dünyaya gelir. Zamanla çevresinden etkilenerek, genellikle bulunduğu ortamın dinini seçer. Ama bu demek değildir ki Hıristiyan, Yahudi yada başka bir dine mensup olan kişi hayatının sonuna kadar o dinde kalacak. Samimi Müslümanlara düşen Allah’ın da emri üzerine güzellikle tüm insanlığı İslam’a çağırmaktır. Bunun için güzel söz ve örnek davranış çok önemlidir.

De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim." Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız." (Ali İmran Suresi, 64)