Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

EN ÇOK OKUNANLAR

Sempozyum sona erdi

Sempozyum sona erdi

Tarih 20 Nisan 2009, 09:26 Editör PINAR YILMAZ

Türk Dil Kurumu (TDK) ve Kırıkkale Üniversitesi'nin (KÜ) iş birliğiyle düzenlenen "I. Uluslararası Kitle İletişim Araçlarında Türkçe Sempozyumu" sona erdi.

 Türk Dil Kurumu (TDK) ve Kırıkkale Üniversitesi'nin (KÜ) iş birliğiyle düzenlenen "I. Uluslararası Kitle İletişim Araçlarında Türkçe Sempozyumu" sona erdi. Sempozyumun son gününde TRT Başspikeri Şener Mete, "Medya Dilinde Türkçe" konulu bildirisini sundu.

TRT'den ayrılan personellerin yerel veya bölgesel radyo ve televizyonların yayın politikasını etkilediğini söyleyen Şener, "Türkiye'de radyo ve televizyonculuğun öncüsü olan TRT'den ayrılan personelle başlayan medya olgusu, yerel veya bölgesel radyo ve televizyonların yayın politikasını etkileyen bir konuma ulaşmıştır. Günümüzde medya, kullandığı dille diğer yayıncıların yanı sıra halkın da dilini etkiler durumdadır" şeklinde konuştu. Zaman zaman örneklerine rastlanmasına karşın, eğitimsiz ve bilgisiz

yayıncıların dilinde Türkçe'nin kuralsız ve temelsiz bir dil konumuna düşürüldüğünü savunan Şener Mete, "Cümle kurgularının yanlışlığı metnin bütününü etkilemekte, mantık örgüsünü geçersiz kılmaktadır. En basit kompozisyon kuralı olan giriş-gelişme-sonuç örgüsü, pek çok metinde gözardı edilmektedir. Sözcüklerin seslendirilmesindeki kayıtsızlık uzun-kısa, ince-kalın, kesmeli-ulamalı okunuşları yok etmektedir. Böylece ekler ortadan kalkarak, vokal zengini dilimiz, tonsuz ve melodisiz bir duruma

getirilmektedir. Kelime bilgisine sahip olmayan haberci veya programcılar, aynı anlama gelen sözcükleri peş peşe sıralayarak, hem dinleyicileri bir şey anlamaz yerine koymakta hem de gereksiz yere cümleleri uzatarak zaman kaybına yol açmaktadır" diye konuştu.

Konuya örnekler vererek devam eden Mete, "Örneğin mesela, imkan ve olanaklar dahilinde, ben kendim şahsen, atlı süvari, şahsi ve özel, istifa ve ayrılma, konutlar ve evler, mümkün muhtemel gibi aynı anlama gelen sözcükleri sıralamak, bu yanlışların en belirgin olanlarıdır. Kaçak mülteci, bekleme yapmak, gıptasını çekmek, sahne almak, mahkeme ertelenmek, canlı ve naklen, korkunç güzel gibi yüzlerce yanlış tamlama her gün radyo ve televizyonlardan hafızalara kazınmaktadır" dedi. Türkçeyi iyi bilen

milyonlarca kişinin Türkçeyi yanlış kullananlara tepki gösterdiğini ifade eden Mete, "Türkçeyi bilen ve dilimize aşık milyonlarca kişi bu kullanımlardan ötürü rahatsız olmakta, tepkisini kimi zaman sunuculara karşı alay yollu, kimi zaman da çeşitli gazetelere yazarak ortaya koymaktadır. Eleştiri alan kimi sunucu veya spikerler 'Benim tarzım bu' diyebilmekte ve yanlış kullanımlar dile adeta saldırı boyutuna ulaşabilmektedir. İnternetten dilimize geçen anlamsız kelimelerin yanı sıra İngilizce'nin dilimize

istilası medyada yeni tarzlar yaratmaktadır. Bu çalışmada, yan yana gelmeyecek sözcükler örnekleriyle sıralanıp medyadaki yanlış kullanımlar göz önüne serilecektir" şeklinde konuştu.

"Diğer ülkeler dillerini korumak için hangi önlemleri alıyorsa biz de o önlemleri alalım yeterli" diyen TRT Başspikeri Şener Mete, "TBMM'de, iki dönemdir kurulan ve çok önemli yetkililerin görüşlerini bildirdiği araştırma komisyonları, üzerinde dikkatle durulması gereken raporlar hazırladı, tedbirler belirledi. Artık bu tedbirlerin hayata geçirilmesi zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. Bu tedbirlerin bir kısmı bile Genel Kurul'a inip yasalaşırsa Türkçe'nin doğru nefes alma dönemi başlayacaktır. Televizyon

ve radyo programlarında yapımcının, program için gerekli olan düşünce ürünlerini bir araya getirirken seçtiği cümlelerle veya sunucunun kuracağı cümlelerin çerçevesini belirleyerek birikimini programına yansıtır. Bir medya grubunda yapımcıların birikimleri, o medya grubunun değerlerini ve standartlarını ortaya koyduğu gibi saygınlığını da belirler" diye konuştu.

Mete, "Kamu Yayın Kurumu'ndan ayrılıp özel radyo ve televizyona geçen yayıncıların, yayında kolayca anlaşılır dili kullanma özelliği aslında bir mesleki reflekstir. Bu refleks, hoşgörü sınırlarını zorlayan hiçbir cümlenin ve yanlış anlamalara yol açacak kelimelerin seçilmemesi şeklinde görülmektedir. Zira yayıncı her yanlış anlamanın farklı kültürlerde farklı karşılıklarla değerlendirileceğini, bunun da dinleme-izleme sürecinde kopukluk yaratabileceğini çok iyi bilir. Cinsel çağrışım yapabilecek

deyimlerin özensiz kullanımı, halkın duyarlı olduğu konulara saldırı olarak değerlendirilir. RTÜK Yasası ve Radyo ve Televizyon Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik gereğince anlatımı zorlayarak "inançların kınanması" ya da "küçük düşürücü'' yayınlar yapılması yayın ilkelerine aykırıdır. Dilin kaba kullanılmaması konusunda mevzuatta bir açıklık olmamakla birlikte, burada en önemli görev radyo televizyon izleyicilerine düşmektedir" dedi. TRT Başspikeri Şener Mete sunumunun ardından katılımcıların soruları yanıtladı.

 

Bu haber 2320 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

Eğitim

Kızılırmak Anaokulundan geleceğe enerjin kalsın isimli sergi

Kızılırmak Anaokulundan geleceğe enerjin kalsın  isimli sergi Kızılırmak Anaokulundan geleceğe enerjin kalsın isimli bir sergi düzenlendi

ÖMER AKAYLA SINAV SÖYLEŞİSİ

ÖMER AKAYLA SINAV SÖYLEŞİSİ ÖMER AKAYLA SINAV SÖYLEŞİSİ
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi