Haberci71.com -  Kırıkkale Haberleri
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

ASKERE ÖL EMRİ VERİRKEN

Fazlı GÜVENTÜRK

11 Şubat 2010, 09:51

Fazlı GÜVENTÜRK

ASKERE ÖL EMRİ VERİRKEN…

          Nasıl bir anlayışın ürünü olduğu kimse tarafından net anlaşılmayan kararla defaten ret edilen YÖK kararında yer alan katsayı kararı yine birçok kesimin tepkisini çekti.

          Nasıl çekmesin.

          Daha önce müthiş bir ayrımcılık yapılarak post modern darbenin ürünü olan katsayı meselesi, YÖK’ün almış olduğu kararla kaldırıldı. Kimlerden oluştuğu malum olan İstanbul Barosu itiraz etti. Danıştay’da kendi ilkelerine ve kendi kararlarına ters bir karar alarak bu uygulamayı durdurdu. Yök daha yumuşak bir geçiş ile çözmeye çalıştı ve yaklaşık sekiz nete tekâmül eden katsayı farkını koydu.

          Buda baroyu tatmin etmedi. İlla antidemokratik bir karar aldırma yoluna gittiler. Danıştay da bana göre oyuna geldi ve yine katsayı uygulamasını kaldırdı. Yani yine uçurumların olduğu bir katsayıyı gençlerin önüne koydu.

          Bu uygulama ve alınan kararla gecelerini gündüzlerine katarak sınava hazırlanan gençleri nasıl olumsuz etkiler. Onu düşünen yok elbet.

          Belki de aradaki sekiz net farkı kapatma hayalinde olan bir gencin” sana eşitlik yok” sözü nasıl tesir eder. Başörtü yasağında olduğu gibi “ancak eşitlik eşitler arasında olur “ anlayışında olanlar kime ve neye hizmet ediyorlar. Anlamakta güçlük çekiyorum.

          Öğrencilerin bir kısmı istekleri doğrultusunda meslek liselerini tercih ediyor. Ancak bir kısmı da ana babalarının isteği üzerine bu meslek liselerine giriyor. Gerek kendi isteği ile gerek kendi istekleri dışında birilerinin ittirmesi ile girmiş olsunlar yetişme ve gelişme çağındaki bu gençler karar değiştirmiş olamaz mı? Yani ben işçi olacağım. Tornacı olacağım veya güzel bir elektrikçi olacağım derken veya bazı kesimlerin korkudan bir şeyler olduğu imam olacağım demişken vazgeçtim ben doktor olacağım, avukat olacağım deme şansları yok mu?

          Kocaman yaşlı insanların akşamdan sabaha karar değiştirdiği ve değişimden nemalanarak neler kazandığı biliniyor. Zaten sabit fikirli olmak bir ayrıcalıkta değildir. Tam tersi insanların çağın gereği olan bilgileri aldıkça daha farklı anlayış içerisinde olmalılar ki sadece kendileri değil insanlık gelişsin. Bilim gelişsin. Teknoloji gelişsin. İlim bir yerlere varsın.

          Kimin ne kadar demokrat olduğu, çağdaş olduğu, muasır medeniyet seviyesinde olduğu bu kararlarla anlaşılıyor. Gençlerin almış oldukları farklı alanlardaki eğitimlerini daha farklı alanlara kaydırmalarının ne zararı olur ki? Kaldı ki tesviye bölümünde okuyan bir öğrencinin tıp fakültesini kazanması için gerçekten çok ciddi bir çalışma içerisinde olması gerekiyor. Bu azim ile aradaki farkı kapatan gençte her şeye layıktır demektir. Bırakın çalışan başarsın. Bırakan hak eden hak ettiğini alsın. Sekiz net hiçte az rakam değildir.

          Asıl hedefte olanlar ise İmam hatipliler. Bu geçlerden neden korkuluyor onu da anlamak zor. Dinini imanını bilen bir gencin Asker olmasından, Hâkim olmasından, kaymakam olmasından neden korkulur. Karar vermede modern hukuk sistemi yerine şerri hükümleri mi kullanır sanılıyor. Veya askere öl emrini verirken okumuş olduğu Fatihaların zararı olur diye mi düşünülüyor.

          Dünyanın kabul ettiği eğitim sisteminde böyle bir çağ dışılık yoktur. Bir yandan sınav, bir yandan gelişim, bir yandan fizyolojik değişim içinde olan bir yandan da âşık olan gençliğin meslek liselerine girerken vermiş olduğu kararı değiştirip eğitim yönünü değiştirmeleri engelinin kaldırılması gerekmektedir. Sayıştay veya başka bir yetkili kurumdakilerin daha modern kafa yapısına sahip olması şarttır.

          Selam ve dua ile…

 

Bu haber 4195 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
KIRIKKALEDE TARİH YAZAN ÜÇLÜ10 Ocak 2021

HABER ARA


Gelişmiş Arama

REKLAMLAR



 


RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapı: MyDesign Haber Sistemi